Heredot’a göre Ezop Milattan önce 6. Yüzyılda Samos’ta yaşamış bir köle olup, anlattığı hikâyelerle tanınmakla birlikte anlattıklarının bizzat kendisi tarafından yaratıldığına dair herhangi bir tanıklık bulunmamaktadır. Günümüze 350 kadar hikâyesi ulaşmış bulunan Ezop geleneksel anlatıya göre Ladmon adlı birinin (Frigya veya Trakyalı) kambur kölesi olup, doğuştan dilsiz olmasına karşın sadakatine karşın tanrıça İsis tarafından güzel konuşma yeteneğiyle ödüllendirilmiştir. Özgürlüğünü kazanabilmek için hikâyeler anlatan Ezop, Solon ve Kroesus’e danışmanlık bile yapmışsa da Delphililerce yanlış anlama sonucu hırsızlıkla suçlanınca bir uçurumdan aşağı atılarak öldürülmüştür. Ezop’un 200 kadar öyküsü ilk olarak Demetrius Phalereus (MÖ 350-280) tarafından derlenmiş, MS 1. Yüzyılda ise Phaedrus (veya Phaeder) tarafından Latinceye çevrilmiştir. MS 2. Yüzyılda yaşayan Babrius’un Ezop’un Manzum Masalları’ adlı kayıp Yunanca çalışması 1842’de Athos dağında 123 öykü bulunmuş, 1857’de 95 tanesi daha ortaya çıkmıştır. Kaynak: Özhan Öztürk, Dünya Mitolojisi, Nika Yayınları, Ankara, 2016
Aristotales, Ezop’un yolsuzluktan yargılanan bir siyasetçiyi tilki ile kirpinin öyküsünü anlatarak nasıl savunduğunu şöyle anlatmıştır: Ezop mahkemede “bir tilkinin, başı pirelerle derde girmiş, bir kirpi de onu pirelerden kurtarsın mı diye sormuş, tilki, ‘hayır, bu pireler doydu, artık fazla kan emmiyorlar. Onları kovalarsan, yerlerine yeni, aç pireler gelir’ demiş”, dedikten sonra, jüriye dönerek, sözlerini şöyle bitirmiş: “Dolayısıyla saygıdeyer jüri üyeleri, müvekkilimi cezalandırırsanız onun yerine onun kadar zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha da beter soyar.”
Ezop’un masallarını gerçekten yazdığı yolunda hiçbir kanıt yoktur. Ona mal edilmiş masalların bilinen en eski derlemesi, İ.Ö. IV. yy’da Phaleros’lu Demetrios tarafından hazırlanmış, bu derleme daha sonra, İ.S. I. yy’da Latince olarak Phaedrus, Yunanca olarak Babrios tarafından yeniden kaleme alınmıştır. “Ezop Masalları” daha sonra XVII. yy. Fransız yazarı Jean de la Fontaine’in fabıllarına esin kaynağı olmuştur.
Masallar
Ezop Masalları
Ezop Masalları, Ezop tarafından anlatılmış fabıllardır. Yunan klasiklerinden biridir ve dünya klasikleri arasında da önemli bir yere sahiptir. Başlangıçta yazılı olmayan bu fabıllar, kulaktan kulağa gelmiş olup; milattan önce 4. yüzyılda Demetrios isimli bir Yunan tarafından bir araya getirilmiş, milattan sonra 1. yüzyılda Latinceye çevrilmiştir.
Ezop, fabıllarında hayvanların davranışlarında ve birbirleri arasındaki ilişkilerde ilginç bulduğu olayları işlemiştir. Fabılları, insan ilişkilerine dikkat çekerek, insanlığa ayna tutmuştur. Eleştirici ve sorgulayıcı mantığın egemen olduğu eserlerdir.
Ezop Fabıl ve Hikayeleri
Rüzgar ile Güneş
Güneş ve rüzgâr kimin daha güçlü olduğunu tartışıyorlarmış. Rüzgâr
-Ben daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım. Şu karşıdaki paltolu yaşlı adamı görüyor musun ? Paltosunu senden daha hızlı çıkaracağıma bahse girerim demiş. Güneş bir bulutun arkasına çekilmiş ve rüzgâr kasırga şiddetinde esmeye başlamış. O kuvvetle estikçe ihtiyar adam paltosuna daha sıkı sarılıyormuş.
Sonunda rüzgâr pes edip durmuş. Güneş bulutların arkasından çıkıp yaşlı adama nazikçe gülümsemiş. Çok geçmeden adam alnındaki teri silip paltosunu çıkarmış.
Sonra , rüzgâra dönmüş nazik ve dostça davranışın, şiddet ve güç gösterisinden daha etkili olduğunu söylemiş .
Kurt ile At
Kurdun biri bir tarladan geçiyormuş, boydan boya arpa görmüş. Kurt ne yapsın arpayı? Yiyemez ki! Bırakıp gitmiş. Yolda Önüne bir at çıkmış. Onu görünce: “Ben de seni arıyordum/’ demiş; “şurada arpa buldum, ama yiyemedim, sana sakladım, bayılırım senin dişlerinin gıcırtısına. Gel, sen ye, ben de seyredeyim.” At kanmamış bu sözlere: “Yahu,” demiş, “ben kurtları bilmez miyim? Sen arpa yiyebil-seydin karnını doyurmak zevkini bırakır da kulaklarının zevkini düşü*nür müydün?” demiş.
yaratılışlarından kötü olanlar, kendilerine iyilik ediyormuş gibi bir süs verseler de gene kimseyi kandıramazlar,
Tilki ile Üzümler
Tilki çok acıkmış ve bir bağa girmiş. Üzümlerin iştah açıcı görüntülerine bakarak, karnını doyurmak İstemiş. Ancak, bîr türlü yetişip de, o güzelim üzümlerden koparıp yiyememiş. Bu sefer de, “önemli değil canım, nasıl olsa hepsi ekşiydi”demiş.
Elde edemediğimiz bir şeyi kötülemek, çok kolaydır.
Adam ile Aslan
Bir adam ile bir aslan birlikte yolculuk ediyorlarmış. Hangisinin daha cesur ve güçlü olduğu konusunda tartışmaya başlamışlar. Yolda, bir aslanı boğan bir adam heykeline rastlamışlar. “Görüyor musun?” demiş adam, aslana, “Bu heykel, insanın daha üstün olduğunun en iyi kanıtı değil mi?”
“O senin yorumun” diye cevap vermiş aslan, “O heykeli bir aslan yapsaydı, aslanın pençesinde en az yirmi insan olurdu.”
Ezop’un Diğer Masalları
Eşek Ve Çekirge
Kartal Kedi Ve Domuz
Fare İle Kurbağa
Tüccar Olan Çoban
Aslan Eşek Ve Tilki
Üç Mükemmel Köpek
Üç Cesur Kız
Yengeç İle Yavrusu
Ay Çeşmesi
Ağlayan Domuz
Aslanın Yöneticiliği
Tarla Kuşu İle Yavruları
Horoz İle Doğa
Dövüşçü Aslanla Yaban Domuzu
Göl Kurbağası İle Bataklık Kurbağası
Sivrisineğin Aslan Karşısındaki Galibiyeti
Tek Gözlü Alageyik
Boğanın Boynuzundaki Sivrisinek
Meşe Dalında Öten Bülbül İle Avcı Atmaca
Kusurlu Adaylar
Paylaşılamayan Pınar
İyi Komşu Kötü Komşu
Yaşlı Aslanın Canı Geyik Çekiyor
Aslanın Kral Olması
Yılanın Kötü Yengecin İyi Olması
Kurbağa İle Aslan
Kurbağa Doktor Olmuş
İyiliğe Karşı Kötülük
Fitneci Aslan
Akıllı Kurbağa İle Akılsız Kurbağa
Aslan Hastalık Numarası Yapıyor
Kavgacı Aslanla Yaban Domuzu
Aferin Sansar Sana
Sular Prensesi Ve Gök Perisi
Uyuyan Aslan İle Kabadayı Sıçan
Kurbağaların Sevinci
Öfkeli Aslan
Bacaklar Mı Boynuzlar Mı