Ne yazmalıyım, nasıl mutlu ederim? Düşündüm. Uzak geçmişimizin masum halleri geldi gözümün önüne. Ne kadar iyiler dedim. En mutlu zamanlarımızı yaşıyorlar. En huzurlu, kaygısız anlarımızı. Ruhumuzu onaracak şeyler, sevgilerinin sıcaklığında ne güzel duruyor. O sıcaklıkla insan acaba çoğalacak mı, diyorum. Kötülüğü suçlayanların, yüreğimizi incitenlerin silahları onunla susacak mı? Onlarla geride kalacak mı sıkıntılar. Kötü yalnızlıklar. Hem biliyor, hem bilmiyorum.
Güzel yaşanan çocukluk dönemi ne büyük bir servetmiş meğer. Bizler bu servete onlar kadar sahip değildik ama hatırı sayılırdı işte. Tamam diyorum, bak işte yazıyorum. Çok şekersiniz diyorum önce. Umudumuzsunuz. Düşlerimizsiniz bizim. Yüzümüzdeki gülücüklerin büyüsünü sizden alıyoruz biz. Büyük bir güç taşıyorsunuz ışığınızın saflığında. Kötülüklerin üstünü örtecek ışığı. İleride daha iyi anlayacaksınız, henüz başaramamış olsak da yolunda yürüdüğümüz özgür dünya sizinle kurulacak. Taze bir umutla. Birbirinizi sevdikçe yalandan kurtulacak insanlık. İşte, bunu biliyorum!
İlk gününüzdü. Bir su damlası gibi bebek kokunuzla düşmüştünüz avucumuza. Uykusuz gecelerde annenin yorgunluğunu bile alan dünyanın en güzel kokusu. Işıl ışıl yanan gözlerinizi açtınız sonra. Ayağa kalktınız. Biz ise bir oturup bir kalkarak önünüzü açmayı başaramadık. Kötülüğün türevleri bütün ilkelliğiyle kol geziyor. Utanıyoruz. Masallara sığmayan koca evrende oynayacak küçücük bir alan bırakmadık size. Düşlerinizin canlandığı ev önleri bile işgal altında. Boş arsalar otopark oldu. Etrafınızda sevginizi çelen öfkeler yine sessizlik istiyor sizden. Konuşmayın diyorlar. Oysa, susan insanın yaratıldığı dünya nasıl sizin olabilir?
Çok şeyler yaşıyorum sizinle. Dolu dolu gülmeyi, durup dururken bir müzikle ritim tutmayı, bin bir hünerle dans eden figürleri. Körebeyi, saklambacı. Yeni öğrendiğim popüler “yerden yüksek” oyununu. Bu oyunlarla içimdeki yaşlı/çocuk sizinle hoplayıp zıplıyor. Saklanıyor, koşuyor, didişiyor. Sevimli hırçınlığınızı izlemeye doyum olmuyor. Hızına yetişilmeyen cıvıl cıvıl oluşunuzda yüksek tansiyonumu bile unutuyorum. Çocuk olup sizinle büyümek istiyor insan. Sizinle ve yavaş yavaş. Kaybolan bütün sevgileri geri verebilseydim diyorum. Ah keşke!
Haydi daha siz kendi masalınızı yazmadınız mı?
Masalınızı gönderin yayınlayalım. Ya da burayı tıklayarak yazmaya başlayın.